Tarımda problemler da tartışmalar da bitmiyor. Gıda fiyatlarının enflasyona etkisini azaltmak için hükümetin en önemli tarımsal ürünlerden buğday, arpa, mısır ve pirinçte sıfır gümrükle ithalat iznini tam da hasat zamanı açıklaması, üreticiyi deyim yerindeyse ayağa kaldırdı. Hükümetin açıklamasından sonra sezon açıldığında 95 kuruş düzeyinden satılan ikinci kalite yumUşak ekmeklik buğday fiyatının 83 kuruşa kadar gerilediğini belirten üreticiler, mısır fiyatının da düşeceğini öne sürüyor. Üretici örgütleri, hasadın devam ettiği, üreticinin fiyattan aşırı derecede mağduriyet yaşadığı bu ortamda, TMO’ya ithalat yetkisi verilmesinin, ithalat yapılmasa bile piyasayı yine psikolojik olarak etkileyeceği ve fiyatları daha da düşüreceği görüşünde.

DÜNYA’ya konuşan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, TMO’ya sıfır gümrüklü ithal yetkisinin kontenjan dahilinde her yıl verildiğini ve buna Karşı olmadıklarını, tepkilerinin sebebinin ise bu Kararın tam da hasat dönemi alınması olduğunu ifade etti. Anadolu’da buğday ve arpanın, Adana’da ise mısır hasadının başladığını ifade eden Doğru, “Hasat zamanında Kararnamenin çıkması, piyasaları çiftçi aleyhine olumsuz etkiliyor. Tüccar, ‘ithalat olabilir’ kanaatsiyle piyasaya girmek istemiyor, bu nedenden dolayı fiyatlar düşüyor. Kasım, Aralık, şubat ayında açıklansa itirazımız olmazdı” açıklamasını yaptı.

Piyasayı regüle edici görevi olan TMO’ya mısır için maliyetler ve beklenti fiyatı gönderdiklerini ifade eden Doğru, “Ümit ediyoruz ki piyasa açılır açılmaz fiyatlar aşağı doru gitme eğilimine girmeden TMO fiyatları açıklar ve piyasaya alım yönünde müdahale eder. Geçen yıl 740 TL/ton fiyat açıklamıştı. Bu yıl da 780 TL/ton olarak açıklamasını üreticiler olarak bekliyoruz” dedi.

Mutlu Doğru, geçen yıl 6.4 milyon tona ulaşın mısır üretiminin bu yıl hem aşırı sıcak ve poyrazdan hem de üreticinin pamuk ekimine kaymasından kaynaklı daha az olacağını açıkladı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TMO’nun da 5.9 milyon ton rekolte belirttiğını dile getiren Doğru, “Sıcaklardan kaynaklı verim düştü. Bu yıl ithalata daha çok ihtiyaç olacak” şeklinde konuştu.
Fiyat fark desteği artırılsın’

Üretimi teşvik etmek, üretim desenini saptamak ve çiftçiye fiyat desteği sağlamak amacıyla çıKarılan destekleme Kararnamesinin henüz açıklanmadığına da işaret eden Doğru, yeni Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’dan beklentilerinin, fiyatı düşme eğilimine giren buğday, arpa ve mısırda destekleme Kararnamesi kapsamında fiyat fark desteğinin geçen senenin üzerine çıKarılması olduğunu ifade etti. Bu desteğin geçen yıl buğdayda 5, mısırda 2 kuruş olduğunu hatırlatan Doğru, bu yıl buğdayda 8 kuruşa, mısırda da 4 kuruşa çıKarılmasının, çiftçinin fiyat düşüşündeki zararını Karşılayacağını ifade etti.

Mutlu Doğru, “Yeni tarım bakanımızdan beklentimiz, bilhassa destekleme Kararnamesinin ekim deseni belirlenmeden önce, yani yılbaşı civarında açıklanması ve bu desteklerin de yeni ürün tarlaya ekilmeden ödenmesi yönündedir. Eğer bunu başarabilirsek, Türkiye planlı ve ihtiyacı Karşılayacak biçimde bir üretim modeline geçebilir” dedi.

'Gümrüksüz ithalatın, zaman içindeması yanlış'

Aydın’da uzun yıllar ziraat odası başkanlığı yapan ve organik süt hayvancılığı sebebiyle silaj üretimi de gerçekleştiren Arif Gürdal, gümrüksüz ithalat Kararını hem zaman içindema hem de uygulama yönünden değerlendirerek, “Zamana baktığımızda oldukça yanlış. Tam da hasat zamanı psikolojik etki yarattı.

Sadece mısır için değil tüm hububat ürünleri için geçerli. Sezon açıldığında 95 kuruş düzeyinden satılan ikinci kalite yumUşak ekmeklik buğday fiyatı açıklamadan sonra 83 kuruşa kadar geriledi. Hatayı geri döndürmek için ‘bu fiyatları düşürmeyecek’ denildi ancak düşürdü. Yapabileceklerini yaptılar. Mısır fiyatlarının düşmesini de engelleyemeyecekler” şeklinde konuştu.

Bu yıl Türkiye’nin ihtiyacı kadar mısır olmayacağını, bilhassa Ege Bölgesi’nde yoğun biçimde pamuğa dönüş olduğunu dile getiren Gürdal, “Açıklanan 5.9 milyon ton rekoltenin de çıkacağını tahmin etmiyorum. Alanların hızlı biçimde pamuğa aktarılmasıyla silajlık ekim alanında da daralma var. Danelik alanlar da silajlık yapılmaya başladı. Kaba yem açığımız da hızlı biçimde artacak. Doğru ulgulanmazsa 3-4 yıl sonra çok vahim etkileri olacak.
Türk tarımını bitirme noktasına getirebilirler. Gerekli olmadıkça uygulama yapmayacaklarını göstermeleri lazım. Açıklanan rekolteye bakıldığında buğday hakkında ithalat yapılmasını gerektirecek bir durum söz konusu değil. Önünüzde sorun yokken yaparsanız piyasayı çökertmeniz kaçınılmaz. Buğday fiyatlarının düştüğü görüldü. Mısır fiyatları da düşerse üretici mısır da etmeyecek.

Bu doğru uygulanmazsa, demoklesin kılıcı gibi kötü biçimde kullanırlarsa, 3 yıl sonra Türk tarımında vahim sonuçlar doğar. Siz dilediğiniz kadar destek verin, şayet piyasada üretici fiyatlarını standart hale getiremezseniz, Kar edemez duruma getiremezseniz, İç Anadolu’da Doğu’da ekilmeyen yüz binlerce hektarla Karşı Karşıya kalırsınız” uyarısında bulundu.

'Bu Kararla çiftçi yok sayılmıştır'

Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, gıda güvenilirği için süreklilik isteyen tarımsal üretimde bunu sağlamanın ön koşullarından birinin çiftçinin mahsülünü dşayetine pazarlamaktan geçtiğini, yalnız tam da hasat döneminde açıklanan ithalat Kararının piyasaları alt üst edeceğini ifade etti.

Üreticinin tüm zor koşullara rağmen üretim girdi maliyetlerinin başta mazot, ilaç, gübre vs altında ezilen çiftçi, her şeye rağmen hem de dünyanın protein ve nişasta dşayetleri bakımından en kaliteli mısırı ürettiğini üretimini 6.5 milyon ton seviyelerine getirdiğini dile getiren Özkan, şu değerlendirmede bulundu: “Ülkemiz, mısır üretiminde kendiliğinden yetecek başarıyı göstermektedir.

Fakat, günümüzde bu dşayetler yok sayılmış, zamansız ve lüzumsuz yere gümrük vergileri indirilip TMO’ya 700 bin ton mısır ithal etme yetkisi verilmiştir. Enflasyonu suni olarak düşük gösterme çabasında olan yetkililer çiftçiyi harcamış, yok saymıştır. Bu Karar esasen sermaye gücü olmayan çiftçiyi haksız rekabetle Karşı Karşıya bırakacaktır. Çiftçi biraz daha fakirlaşacak, borç batağına sürüklenecek, tefecinin faizcinin eline düşecektir.
Bu sonuca göre üretici, mısır üretiminden vazgeçip daha düşük maliyetli, katma dşayet oluşturmayan ürünlere yönelecektir ya da tarlasını boş bırakacaktır. Pamuğun, soyanın, ayçiçeğin, baklagillerin başına gelen üretim açığını bir türlü kapatamadığımız ürünler zincirine mısırın da dahil olacağı bu durumda görülüyor. Buyursunlar dışarı ülkelerden kalitesiz GDO’lu sübvansiyonlu mısırı ithal etsinler. Uzun vadede ne yazık ki kim haklı çıkacak hep beraber göreceğiz.”

Editör: TE Bilişim