Bu haftanın makalesi köşemize Adem Kocatürk'ün son makalesine yer verdik.. 

Seçim bitti ama tartışmaları devam ediyor. Özellikle yeniden yapılacağa benzeyen İstanbul seçimleri ve CHP liderine yapılan fiziki müdahale hala gündemi meşgul etmeye devam ediyor. 

Biz bütün bunları bırakıp Karaman’a bakacak olursak; AK Parti yeni il başkanı Abidin Çağlayan göreve başladı ve yeni bir kadro oluşturma telaşında başarıyı hedefliyor. Kazanan tüm belediye başkanları gibi Savaş Kalaycı da tüm itirazlardan sonra belediye başkanlığı koltuğuna oturdu ve bir yandan kadrosunu oluşturmaya devam ederken bir yandan da sürmekte olan icraatları yöneterek başarıyı hedefliyor. Selefi Ertuğrul Çalışkan ise başarılı bir dönemi geride bırakmanın huzuru ile Ankara’da kurmayı planladığı yeni hayatında başarılar hedefliyor.

Vatandaş ise ülkemizde uzun bir süre seçim olmayacağını ümit ediyor, olmamasını istiyor, olmasın diye dua ediyor. 

Bu yazımda başkanları ve başarılarını konu etmek istedim. Yazıya başlarken kafamda bazı fikirler vardı ve bunu bir ben bir Allah biliyordu. Şu anda ise geldiğimiz noktada neler yazacağımı sadece Allah biliyor. En güzel cevap en güzel soruyu sorana verilirmiş. Biz de kendi kendimize sorduk, bakalım ortaya neler çıkacak.

SAVAŞ KALAYCI BAŞARILI OLABİLİR Mİ?

Herkesin aklındaki soru bu; Başkan Kalaycı başarılı olabilir mi? Ben bu sorunun cevabını yüzde 25 diye yanıtlıyorum. Şöyle ki; Bir belediye başkanı kişisel olarak yüzde yüz verimle çalışsa, liyakatli, gayretli ve insanüstü bir evsafa sahip olsa bile genel belediye başarısına yüzde 25 etki edebilir diye düşünüyorum. 

Kanaatimce yüzde yüz başarıda başkanın yüzde 25’lik payını çıkarırsak kalan yüzde 25 belediye meclisinin ve belediye personelinin, yüzde 25 hükümetin, yüzde 25’de halkın değişim ve akabinde başarı isteğinin sonucudur. Yani demem o ki sistem yapısı ve toplum bozuk olursa Hızır gelse düzeltemez. Yöneticilerin başarısında yönetilenlerin etkisi azımsanamayacak kadar çoktur. Hz. Peygamber Efendimizin (SAV) dediği gibi; Neye layıksak onunla yönetiliriz.

Özetle, belediyenin başarısında başkanın ulaşmaya çalışacağı yüzde 100 başarı hedefinde, yüzde 75 oranında başkan harici etmenler etki eder. Yüzde yüz başarı ancak başkanın alacağı kararların belediye kadroları tarafından doğru düzgün uygulanması, milletvekilleri tarafından desteklenmesi ve MHP teşkilatı ve halk tarafından kabullenilmesi ile mümkün olabilecektir. Hedeflerinizi paylaştığınız insanlar, hedeflerinize ulaşmanız yolunda çok önemli rol oynar. Henry Ford Amcanın dediği gibi; “Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.”

ABİDİN ÇAĞLAYAN BAŞARILI OLABİLİR Mİ?

Bu seçimlerin en tartışmalı partisi AK Parti idi. Yaklaşık 1000 oyla seçimi kaybetti. Oysa kuruluşundan bu yana 10 il başkanı 10 yönetim oluşturmuştu. Tüm kadrosuyla neredeyse her yönetim ve yakın etki alanı 300 kişi demektir. Bunu onla çarparsak 3000 kişi patosda öğütülüp tüketilmiş demektir. Bu 3000 kişi sadece kendi ailelerinden 7, yakın çevresinde de 7 kişiyi etkilemiş olsa toplam 14 kişi eder ve toplamda 42 Bin oy yapar. Sadece bin oyla seçim kaybedildiği düşünülünce bunun için özelikle uğraşılmış gibi deli sorular akla geliyor. Bu konuda çokça yazıp çizdiğimiz için bu kadarını kâfi görüyorum. Sözün özü sadece kendinden olana sahip çıkarak bu seçim kazanılabilirdi. Ursula Ablanın dediği gibi; “Üvez ağacının kökleri derinde değilse, başı göğe ermez”

Bir nevi fatura il başkanına kesildi ve görevden alındı. Bazıları da şöyle diyor; garson görevden alındı ama yemeği berbat eden aşçı hala mutfakta...

Peki şimdi ne olacak? Yeni İl Başkanı Avukat Abidin Çağlayan vazifeye başladı ve kendi ekibini kurmaya çalışıyor. Bana göre mühim bir gayret bu, işi de kolay değil. Henüz ziyaret edemediğim için bu vesile ile kendisine hayırlı olsun temennisinde bulunalım. Mevla muvaffak etsin.

Peki Abidin Çağlayan başarılı olabilir mi? Evvela, siyasette başarının seçim kaybetmekle ya da kazanmakla ölçülemeyeceğini ifade etmemiz elzem. Seçimleri değil demokrasinin yapı taşı olan insanı ve yanında daha birçok şeyi kaybediyorsanız işte o zaman kaybedenlerden olursunuz. AK Parti’nin yeni il başkanı Abidin Çağlayan’ı bekleyen zor imtihan da budur. Önce kendi cenahının insanını, güvenini, sempatisini kazanacak sonrasında şehir halkının güvenini, sempatisini kazanacak. Başarı ancak bu kazanımlardan sonra mümkün olabilecektir. Ha unutmadan biraz da coşku lazım. Akıl küpü Einstein’ın dediği gibi; “Coşku, zekâdan daha önemlidir.”
 

 
ERTUĞRUL ÇALIŞKAN BAŞARILI MIYDI?

İşte bu sorunun cevabı bende değil. Yaşanmış bir dönemden söz ediyoruz. Başkan Çalışkan’ı halk kendi vicdanında tartacak ve notunu verecek. Birçokları gibi ben de isterdim ki bu notu sandıkta alabilelim.

Beğenin veya beğenmeyin bir dönem Karaman belediye başkanlığını yürüterek şehrin siyasi tarihindeki yerini alan isimlerden biridir Ertuğrul çalışkan. Ben kendi adıma başarısız bulmuyorum bu dönemi. Başkan Çalışkan’ın yapıp ettiklerini ayrı bir yazı konusu edebiliriz ama bu yazıda başkan ile ilgili gözden kaçan bir konuya değinmek istiyorum.

Şöyle ki; eğer başkan Çalışkan’ı başarılı bulmuyorsanız bir de şu açıdan bakınız. Ertuğrul Çalışkan belediye başkanlığı yaptığı 5 yılda neredeyse 50 yıllık macera yaşadı. Bir başkanlık döneminde 4 başbakan değişti, referandum v.s. derken 6 seçim yaşandı, bir darbe, birkaç muhtıra bir de 17-24 Aralık süreci yaşadı. Darbe sonrası yaşananlar da az değildi. Kendi parti teşkilatında 3 gençlik kolları başkanı, 4 kadın kolları başkanı 3 il başkanı değişti. Ve başkan çalışkan bütün bunların üstesinden geldi. Hâsılı bu başarı es geçilecek bir durum değil fakat çoğumuz bu fırtınaları fark edemedik. Victor Hugo’nun dediği gibi “Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.” Bence başkan gemiyi limana sağ salim getirdi.

BAŞARI NASIL SAĞLANIR?

Elbette, aşkla, samimiyetle, azimle, kararlılıkla. Aşk yoksa zaten yola çıkmak aptallık olur. Samimi iseniz hatalarınız bile hoş görülür. Azimli iseniz dağlar bile önünüzde yol olur. Kararlı iseniz menzil istikameti kendisi çizer. Ancak böyle aşılabilir imkânsız denen ufuklar. Fatih Sultan Mehmet gibi, “İmkânın sınırını görmek için imkânsızı denemek lazım.” deyip sürmek lazım gemileri karaya ya Allah Bismillah diyerek.

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMINDA MEMURLARA TATİL

 
Asıl konumuzla pek ilgisi olmasa da birkaç söz söylemeliyiz, bugün 1 Mayıs. Türkiye’de Osmanlı İmparatorluğu’ndan buyana fasılalarla da olsa kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü işçi bayramı olarak anılsa da maalesef işçilerden çok memurlara yarıyor. Ülkedeki tüm memurlar bugün tatil yaparken birçok işçi çalışmaya devam ediyor. 1 Mayıs mefhumu ilk kez 1856'da Avustralya'da taş işçilerinin günde sekiz saatten fazla çalışmaya itiraz etmeleri ile başlamıştı. Biz mesela o noktaya yaklaşık 150 yıl sonra gelebildik. Şimdi ise “8 saatten fazla çalışmam arkadaş” diyenlerle “bakın Japonlara az uyuyup çok çalışıyorlar” diyenler arasında kaldık. Hangisi haklı bilemem ama önemli olanın çalışma saati değil verimli çalışma olduğu söyleyerek başka yerlere gitmeden konuyu kapatalım. Tüm emekçilerimizin günü kutlu olsun, umudunuz daim olsun. Ne demiş Neşet Ertaş; Darda kaldım diye umutsuz olma, Yok iken dünyayı var eden vardır.

Sağlıcakla kalın

Âdem Kocatürk
 

Editör: TE Bilişim