Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez. 

Akif’in bu sözlerine kalbine nakşedenler işte bugün bu salonda. Biz yürekleri Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a yürekleri toplu vuran bir siyasi heyetiz. Milyonların kalbine nakşettiği o düstur sadece milleti iktidara taşımakla kalmadı, ülkemizin de gücüne güç, kudretine kudret, zenginliğine zenginlik kattı. 
Bu salondaki ve bu salon gibi Türkiye’nin dört bir köşesindeki ak yürekli kardeşlerimizin doldurduğu salonlarda, meydanlarda, yüreklerde tek bir ses tek bir sevda vardır; vatan sevgisi, millet aşkı. O hasbi sevgi ve millette duyulan o muhabbet olduktan sonra gerisi teferruattır. Milyonları buluşturan bu ortak paydadan doğan gücün karşısında içerde dışarda kimse duramaz, kimse duramadı. 
Milyonların yüreği toplu attığı için bir siyasi partiyi, bir milleti, bir devleti yerle yeksan edecek bilinen bilinmeyen onlarca badirenin üstesinden, milletimizin kılına zarar gelmesine müsaade etmeden geldik. 

Dindarlara yasak alan ilan ettikleri Çankaya yasağını sürdürmek için 367 garabetini icat ettiler, e-muhtıra ile el yükselttiler. Yüreklerimiz toplu attı, cumhurla cumhurun makamını buluşturduk. Yargı darbesi ile millet iradesini hapsetmek istediler, kendi oyunlarıyla tuş oldular. Hendekler kazdılar, kazdıkları kuyulara kendileri düştüler. 15 Temmuz’da silaha davrandılar, yürekli ve yürekleri toplu çarpan millet evlatlarını onların topları da tankları da sindiremedi. Dün sonuç alamayanlar bugün ağa babalarının eteklerinin altından bu ülkeye darbe vurmaya çalışıyor. Buna izin verir miyiz? Vermeyiz elbette. 

Çünkü biz birliğin gücünü keşfettik, ne yaparsanız yapın yaptıklarınız dönüp dolaşıp sizi vuracak. 

Bizim manevi harbimiz devam ediyor devam edecek, tarihimize yakışır şekilde kudret sahibi olup tüm mazlum milletleri koruyacak güce ulaşana kadar. Hepimiz şunu biliyoruz, milletin adamına dil uzatmak, bu ülkenin hayallerine dil uzatmaktır, kazanımlarına, kazandıklarına dil uzatmaktır. Amacı üzüm yemek değil bağcı dövmek olanlar Karaman’ın büyümesinden, Karaman’a Serbest Bölge’nin kazandırılmasından, Lojistik Merkezi’nin yapılmasından, sulama altyapısının tamamlanmasından, Havaalanı ile Karaman’ın dünyaya açılacak olmasından, hızlı tren, bölünmüş yollarla Karaman’ın dünya ticaretinden daha çok pay almasından rahatsızlığımız var demeyecek elbet. Keza üçüncü havaalanı, üçüncü köprü, Avrasya tüneli gibi mega projeleri bir bir yapan, Türkiye’de kişi başına milli gelirin 3 bin dolarlardan 11 bin Dolarlara çıkmasından, 36 Milyar Dolar ihracat yapan Türkiye’nin 157 Milyar Dolar ihracat yapmasından, bizim elimizden pazar almasından, her fırsatta dünyanın beşten büyük olduğunu yüzümüze haykırmasından, Ortadoğu’da Asya’da tekerimize çomak sokmasından rahatsızız diye açık açık söylemeyecek elbette. Ya ne yapacaklar. Demokrasi diyecekler, bazılarını kışkırtmaya çalışacaklar. Mevzuat diyecekler yeni kılıfıyla adli, idari, ekonomik yetkilerimizi kullanırken bu yetki kullanımına ortak olmaya çalışacaklar. İşbirliği deyip, beş bana bir sana düzenini devam ettirmeye çalışacaklar. Biz artık bu oyunu ezberledik. Biz artık bu oyuna gelir miyiz? 
Gelmeyiz elbette. 

Biz bir bayrak yarışına koşuyoruz. Kendimiz için değil ülkemiz, milletimiz için amansız bir yarıştayız. Bu yarış Türkiye’yi daha kudretli, daha müreffeh, daha zengin, daha güçlü yapma yarışıdır. Bu yarışta rakibimiz yok. Bu yarışta bizi zorlayacak siyasi heyetler yok. Ancak bu rakipsizlik yarışı engelsiz koştuğumuz anlamına gelmiyor. Bizimle millete hizmet konusunda yarışamayanlar hileye başvurmaktan, hileden medet ummaktan kaçınmıyor. Biz hızlandıkça Türkiye’nin de hızlanmasından rahatsız olanlar, milletle bizim aramızdaki gönül köprüsünün kemikleşmesinden rahatsızlık duyanlar kah darbe girişimiyle, kah kıyıda köşede gizlenmiş vesayet unsurları ile kah dışardaki işbirlikçileri ile, kah terör örgütleri eliyle, kah spekülatörler eliyle, kah itibar suikasti girişimleriyle mertçe yarışamadıkları için partimize tuzaklar kuruyorlar. Sadece partimize değil ülkemize de tuzaklar kuruyorlar. Onlar ellerinden geleni ardına koymasın, biz o engelleri de aşa aşa Türkiye’yi dünya milletler ailesi içinde hak ettiği itibarlı ve güçlü noktaya taşımakta kararlıyız ve bu yoldan dönüş yok. 

Editör: TE Bilişim